Bütün insan ırkını bir küp şeker boyutuna sıkıştırabileceğimiz
bilgisi size inandırıcı gelir mi? Eğer gelmediyse yanıldınız. Evrende böyle
cisimler vardır, bunlar Nötron yıldızı olarak bilinen yıldız mezarlarıdır.
Güneşimizden 1.35 ila 2 katı ağırlıkta kütleye sahip yıldızlar ömürlerinin
sonlarına doğru kendi içlerine çökmeye başlarlar. İçlerinde yerçekimi o kadar
güçlüdür ki, atomu bile yerle bir edip elektronla protonları nötrona
dönüştürür. (Nötron yıldızlarında yerçekimi o kadar güçlüdür ki 1 metreden yere
bırakacağınız cisim yere çarptığında 7.2
milyon kilometre/saat hıza sahip olacaktır.) Atomun %99.9999999999999 boştur,
atom içine çökünce doğal olarak bu boşluk kaybolur. Çok yoğun, sadece
nötronlardan oluşan bir madde yığını kalır ortada. Bu kadar sıkıştırılmış bir ortamda
bütün insan ırkının işkâl edeceği hacim bir küp şekere eştir. İşte bu cisimlere
Nötron yıldızı denir. Nötron yıldızlarından alacağınız bir çay kaşığı maddenin
ağırlığı 900 Büyük Gize piramidi ağırlığında olacaktır. Eğer dünyayı bir Nötron
yıldızına dönüştürseydik, Beyoğlu kadar bir büyüklüğe sahip olacaktı.
Nötron yıldızlarından bir kısmı kendi etrafında büyük
hızlarla dönerler.( Bazı Nötron yıldızları saniyede 700 kere dönerler.) Bunlar
etrafa radyo dalgaları ve x-ışını yayarlar. Bu Nötron yıldızlarına Pulsar
denir. Bu yıldızlar tıpkı deniz fenerinin ışığı gibi belli yönlere anlık
x-ışını ve ya radyo dalgası yayarlar. Nasıl ki deniz fenerleri ışıkları ile
yerlerini gösteriyorlarsa, bu yıldızlar da yerlerini yaydıkları ışınlar aracılığı ile gösterirler.
Öyle ki evrenden gelen “radyo yayınını” dinleyerek bu yıldızları tespit etmek
mümkündür.
Not: İlk Pulsar yıldızı, 1967 yılında Cambridge’te bir kız öğrenci Susan Jocelyn Bell tarafından radyo teleskopu aracılığı ile “görüldü”. Bell o zamanlar 24 yaşındaydı. Pulsar yıldızları ile ilgili 3 tane nobel ödülü verilmesine karşın (ki bunlardan biri Bell’in hocası Anthony Hewish’e verildi), Bell’e nobel ödülü verilmedi. Büyük astrofizikçi Fred Hoyle dahil çoğu bilim adamına göre bu bilim tarihinde yapılan en büyük haksızlıklardan biridir. Bell buluşu yapan radyo teleskopunu inşa etmek için tam 2 yıl çalışmıştı. Hocası Hewish gözlemin hata olduğunu iddia etmiş, Bell ısrarla gözlemini savunmuştu. Hocaları bu radyo dalgalarının uzaylılardan gelen mesaj olduğunu savundukları zamanda, aynı türde radyo dalgaların evrenin çeşitli yerlerinden geldiğini görüp bu iddialarını çürüten gene Bell’di. Bilim dünyası insanların sandığı kadar adil değildir!
Çok haklısınız. Ne adil ki? Öldükten sonra badem gözlü olan sanatçılar? Bilim insanları? Köyünden hiç çıkmamış analar? Pisi pisine giden çocuklar, bebekler? Zaten bu dünya zannettiğimiz kadar madde değilse, çok da önemi yok değil mi? Bell için üzüldüm ama o büyük hizmetinin karşılığını ahirette alır emin olun. Çünkü orası gerçek yaşam burası kısmi gerçekliğinin ancak algılarla kanıtlanabildiği, kısmi holografisini ancak bilimin kanıtlayabildiği ilginç bir yer. Gerçekliğine inanan zavallılar düşünsün adaleti. Biz ufka bakalım… Gerçekten çok güzel yazıydı, teşekkürler.
Yazik gunah ya bell e serefsizler hakkini yediniz kizin ne uzulmustur 24 yasindaki kiz pislikler